26 Kasım 2014 Çarşamba

Sınavdayım şişştt...

Saati ayarladım ve otomatik bir post olarak yayına girdi bu yazı. Çünkü an itibarıyla sınavda görevli olacağım.Oğlumda , pek çok arkadaşımın çocuğu da , öğrencilerim de herkes sınavda olacak. Hepsine Allah'tan zihin açıklığı diliyorum. Çalıştılar ve başarılı olacaklarına inanıyorum. Emekleri karşılığını bulacak elbet...
 
Dün gece yıllar yıllar önce girdiğim üniversite sınavımı hatırladım. Bütün gece heyecandan uyuyamamıştım ve aynı heyecanı , aynı duyguyu karmakarışık olarak yine hissettim. Bir yandan bunu oğluma yansıtmamam gerektiğini biliyordum ama içim nedense pır pır ediyordu. Onun da aynı şekilde bize yansıtmamaya çalıştığının farkındaydım ama her şey güzel olacak diyerek moral verdik birbirimize. Yani herkes sakinliği oynuyordu  aslında ...
 
Yok yazamayacağım daha fazla. Öğlen olsunda sınav sorularının cevaplarına ve yorumlarına geçelim. Umarım hepsi çok kolaydı derler , umarım hepsini yaptık , süperdi derler ...Başarılar diliyorum...

Haa bu arada bu sınavın adı değişti iyi ki... Ortak sınavlar oldu yeni adı...

24 Kasım 2014 Pazartesi

Sınava 2 gün kala...

Öğretmenler günü geçti geçmesine ama esas , 2 gün sonra öğrencilerin en önemli günü. Bence bu çok daha önemli...Herkes bilmeyebilir ama bu çocuklarımızın geleceği ile ilgili ve neredeyse üniversite sınavı gibi de önemli...Ancak yapılan her sınavda bir sıkıntı çıkıyor olması bu işin güvenirliliğini de azaltmış durumda. Bakalım bu sınavda neler çıkacak çok merak ediyorum. Ya yine sorular kaybolur , ya müfredattaki kazanımları kapsamaz , ya cevaplar hatalıdır , ya eksik ifadeler vardır , ya dağılım iyi yapılmaz , ya cevaplar verilmiştir , ya ya yaaaa.....O kadar çok şey bulup sıralayabilirim ki artık hiç kimsenin güveni kalmadı böyle sınavlara. Düşününce ne kadar acı değil mi ?  
 
Bazen bu sistemin parçası olduğum için inanılmaz üzülüyorum. Yapabileceğim  hiç bir şey yok. Sadece bazı şeyleri onlar için daha anlaşılır hale getirmeye çalışmak ve sevdirmek işin bana düşen kısmı. Çünkü görüyorum ki bunalmış durumdalar.  Çalışsa bir türlü çalışmasa bir türlü. Evden ayrı baskı , okuldan ayrı baskı , gidiyorsa dershaneden , etütten ayrı baskı. Zaten içten gelen ergenlik baskısı hepsinden üstünken birde bu sınav stresiyle uğraşmak hiç kolay olmasa gerek...
 
Ama hep ne için ? İyi bir liseye girebilsin , oradan iyi bir üniversiteye ve hayatını garanti altına alabilsin diye. Uzun bir yol tabiki...Ve daha şimdiden başlayan bir sınav maratonu. Yazık gerçekten üzülüyorum içinde bulundukları bu duruma... 
 
Sistemi alt üst !!! ettikleri için bu çocuklar daha bu yaşta bu halde...Neden iyi bir lise peki? Çünkü başka şansları yok , kalmadı. Eskisi gibi düz liseler yok artık. Yani ya iyi bir Fen Lisesine , ya iyi bir Anadolu Lisesine, ya Meslek Liselerine , ya da İmam Hatip Liselerine. Artık başka alternatifi yok. Yok yaniii !!! Ya da vereceksin çanta çanta parayı özel kolejlere göndereceksin. Şakır şakır para basıyoruz ya neden olmasın... Başarılı olsun ki en azından burs alabilsin derdine düşülüyor sonrada...Hayırlısı artık. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik ilk aşamanın...Her çocuk emeğinin karşılığını alsın inşallah...
 
Bir anne olarak stresliyim, oğlumda bu sınava girecek. Bir öğretmen olarak çok heyecanlıyım , bütün öğrencilerim de bu sınava girecek. Hepsinin içinde bulunduğu ruh halini çok iyi anlıyorum. Sakin olmaları lazım, dikkatli olmaları lazım. Şimdiden tüm 8. sınıf öğrencilerine bol şanslar ve başarılar diliyorum...
 

20 Kasım 2014 Perşembe

Zumbasız olmuyor...


İnsan yapmak istediği şeyi yaptığında mutlu oluyor. Sırf bu yüzden 2-3 aydır moralim bozuk ve spor salonuna gitmiyordum. Kendimce  küstüm ve hep spor salonunu suçladım. Ama olmuşa çare yok işte...
 
Üye yaparken her şey çok güzel ama sonra hep bir sorun çıkıyor nedense. Hep böyle değil midir zaten. Satış öncesi muhteşem sunum , satış sonrası hizmet  sıfır. Ve bu , pek çok şeyde böyle maalesef... Aslında salonla yaşanmış kişisel bir sorunum yok  , üyelik devam ediyor ama ben gitmiyorum. En azından gidip Kardio yapmam ve negatif enerjiyi bir şekilde atmam gerekiyor.
 
Neden küstüğüme gelince de , büyük keyif aldığımız ve hiç aksatmadığımız grup derslerimiz vardı bizim. Zumba dersimiz...Hocamız kıpır kıpır , enerji dolu bir insan ve bu enerjiyi aynen sana yansıtıyor. O derste hareketleri yap ya da yapama , o enerjiyi almamak mümkün değil. İnanılmaz keyifli geçen derslerde çığlıklar atıp , dans edip ,  spor yaparak eğlenmek böyle bir şeydi. Taa ki hocamız salondan ayrılmak zorunda bırakılıncaya kadar...
 
Hepimiz çok üzüldük tabi ve tüm samimiyetimle söylüyorum ki hocamız bizim salona gitme , spor yapma bahanemizmiş meğer. Kaç kişiyi tanıyorsam , benim gibi epeydir uğramamış salona. Ve bu akşam yeni bir salonda derslerine başladı hocamız .Tabii bizlerde  Zumba tanıtım dersine konuk olarak davet edildik. Çok eğlendik , çok yorulduk , çok özlemişiz. O enerjiyi yeniden almak harikaydı ama zumbasız nasıl olacak bilmiyorum :)))

 

19 Kasım 2014 Çarşamba

Kitap okuyamama ...

Kitap okuyanları resmen kıskanıyorum ama tamamen iyi niyetlimle. Bütün işleri bir kenara bırakıp , oturup kitap okumak istiyorum ama nedense hep bir iş çıkıyor ve yine okuyamıyorum. Ertele biriktir hep...Utanmalıyım kendimden !!!
 
Sırf bu yüzden başladığım ve yarım bıraktığım 4 kitabım var. Bu daha akıcı daha hızlı okunur demişim , o da kalmış diğeri de. Maymun iştahlılık mı yapmışım ne bilemedim...Okul sonrası eve geldiğimde kafam zaten gürültü ve ders anlatımı sonrası kazan gibi oluyor. Tamamen sakin kalmayı tercih ediyorum TV bile açmıyorum. Yaşlılık alametleri bunlar yoksa öziiiii... Öyle mi hakikaten ?
 
Sonra biraz dinleneyim oturup öyle okurum diyorum. Hiçbir iş yapmadan bugünü kitap okumaya ayırayım derken hafiften başlıyorum ortalığı toparlamaya. Hadi şu işte bitsin , bu da bitsin aman aklımda kalmasın , karnımı da doyurayım , yemek yoksa onu yapayım , Ay yoruldum şuracığa oturayım derken bi bakıyorum ki uyumuş kalmışım. Bazen de okul sonrası yapılması gereken dış işler güçler sonrasında da enerjim hiç kalmıyor. 
 
Yaz sonunda yine kitap okuyamamaktan şikayet ederken enteresan bir durum oldu aslında. Bizim ekip hafta sonunda denize girmek istedi. Ve beni bir türlü ikna edemediler . Pistir bizim  buraların denizi. Fabrika atıkları vs. göz göre göre lades diyemem... Neyse herkes girdi ben güneşlenmekle gölgelenmek arası bir şeyler yaptım. O arada arkadaşımın plaj çantasında bir kitap gördüm. Hoop çektim aldım. "Gizli Anlara Yolculuk" Ayşe Kulin...Zaten çok severim. Evirdim çevirdim okumaya başladım ama bırakamıyorum gayet akıcı gidiyor...100 sayfa okumuşum , sonra olmuş 150... Hadi gidelim diyorlar yok diyorum az daha... Eeee doğal olarak kitap sahibine gidecek... Dedim ki , iki güne bitir o kitabı çok heyecanlı yerinde kaldım...Reklam aldım o iki güne yani :D Neyse geldi kitap , o gecede bitti zaten. Sonra devamı varmış. "Bora'nın Kitabı " Onu da okudum . Ve daha önce okumaya başlayıp hiç bir bağlantı kuramadığım " Dönüş" yarım bıraktığım kitaplardan biriydi. Şimdi oturuyordu eksik olan parçalar. Nereden bileyim 3. kitapmış meğer. O gazla 3 kitabıda bitirdim. Şimdi 4. Kitap "Handan" hediye geldi ve beklemede... Bu kitap bana ait diye mi beklemeye aldım ben şimdi bunu ? 
 
Bir de gözlük lazım olacak gibi. Geceleri yazılar karışmaya başlıyor ve daha çok ışık ihtiyacı hissediyorum. Yakını okumada zaman zaman problemler çıkmaya başladı. Ama inatla geciktiriyorum . Öyle dedi göz doktoru . Acele etme dediiiiii....Gözünü tembelliğe alıştırma dediiii ama olmuyooo...

17 Kasım 2014 Pazartesi

Soldan soldan geliyorlar...

"Neden yazmıyorsun , neden yoksun? " diyor sevdiğim dostlarım. Aslında her zaman olduğu gibi yazıyorum ama hep aklımdan yazıyorum. Nedense buraya yazmaya zaman bulamıyorum.   Diyorum ya tembelim bennn....
 
Yeri geliyor cinleniyorum , deliriyorum her şeye. Sonra köpürüp , susup oturuyorum, vazgeçiyorum mecburen. Mesela , okul işlerine sinirleniyorum. Her şey sakinmiş gibi görünse de aslında içten içe kaynayan kazan var sistemin içinde. Bıktım yanmaktanda, yakılmaktan da. Kendi adıma değil tüm meslektaşlarım adına söylüyorum bunu. Ve daha neler çıkacak beklemedeyiz bakalım. Biliyorsunuz sistem şöyle çalışıyor. Yatıyoruz kalkıyoruz , bir rüya görüyoruz hoop hadi bunu deneyelim diyoruz , yaz boz tahtasıyız ya. Yazıyorlar ve bizde ciddi bozuluyoruz. Denemeler yapılıyor üzerimizde, en önemlisi de geleceğimizle...
 
Yakınlarda rotasyon varmış mesela. Neden ? Huzurumuz kaçsın diye. Mutsuz olalım diye. Verimimiz düşsün diye. Geçim derdine yeni dertler ekleyelim diye. Hangi okula nasıl gideriz , nasıl ulaşırız , puanımız tutar mı , tutmaz mı? Bütün bunları düşünelim diye. Düşünelim ki iyi eğitim veremeyelim diye. Bulunduğumuz yerden mecburen ayrılalım diye. Evimizin , ailemizin yeni yeni sorunları olsun diye. Çevre ile ilişkilerimiz sağlam olmasın diye. Öğrencilerimizle , aileleriyle yakınlık kurmayalım , birbirimizi anlamayalım diye. Tam alışırsın , kendini sevdirirsin , düzenini kurar mutlu olursun , verimin artar ki hadi bakalım rotasyonun gelmiş değişme zamanı derler. Ne yapıyorsunuz siz yaa? Kim nereye gitmek isterse zaten kendi isteğiyle gidiyor , zorla nereye. ? Ruhum daralıyor işte böyle olunca , "okul" demeyecektim işte soldan soldan geldiler yine-...
 
Zaten sınavada az kaldı...Hepimiz stresliyiz. Çocuklarımın hepsi 8. sınıf. Benimki de dahil olmak üzere...Her yer ergen , her yer sitiress ...Haa bu arada meşhur TEOG sınavının da adı değişti ya , üzerimizdeki baskı azaldı , nasıl bir rahatlık geldi anlatamam. Meğer bütün sıkıntı adındaymış :)))) Anladınız siz onu....